Paylaş
Arkası Yarın

Rıza 3

 

Bugün Müdür Yardımcısı Fikri Hocam Okulda beni odasına çağırttı. Aklıma Oya geldi. Acaba fark mı ettiler diye tırstım. Odasına girdiğim zaman kendimi en rahat hissettiğim öğretmenim. Büyük bir özgüvenle girdim.

-Karşısında dikilen 1.50m’lik taktığı kravat şekil değiştirmiş bana, sevgi dolu gözlerle baktı ve seni Haysiyet Divanına seçtik, 1 hafta içinde 6 adet vesikalık fotoğraf getir dedi.

Haysiyet Divanı! İlk defa duyuyordum. Utandım o kelimeyi anlamadığımı ve ilk defa duyduğumu söyleyemedim.

- Okulda kimseye söyleme dedi. Çok gizliymiş.

Ne ki bu? Ayak tabanlarım yanmaya başlamıştı. Ayakta dikilmek bana hiç bu kadar zorlu gelmemişti. Divanı anlamıştım. Ama baştaki kelime den eser yoktu. Kalbimin çarpma hızı artmıştı. O karışık duygularla odasından çıktım. O anda merdivenlerden çıkarken yürüyüşümün değiştiğini hissettim. Birden seviye atlamıştım sanki. Kutsal bir görev bana verilmişti.

Akşam heyecanla eve geldim. Babamın işten gelmesini bekledim. Öncesinde ağabeyim gelmişti ama ona sormadım. Babama sordum.

-Beni Divana seçmişler ve fotoğraf istiyorlar dedim.

-Babam ne divanıymış o dedi,

-Ağabeyim hemen atladı. Haysiyet divanıdır, Vay! jurnalci olacak dedi.

Kısacası; Sigara içen öğrencileri Müdür Oktay Beye söylemem gerekliymiş. Kahvehane önünden gizlice geçecek ve orada oturanları, sigara içenleri ya da Okulda kim kimin elini tuttuysa hemen Fikri hocaya söylemem gerekiyordu. Salak mıyım ben? Sonrada beni dövsünler. Önce abim beni açığa çıkartır. Ona hiç güvenmiyorum.

Her şeyden önce Lojmanın kömürlüğünde ara ara ben içiyorum ama sigara değil. Kağıtları sıkı sıkı sarıyorum. Gözüme, burnuma dumanlar giriyor nerdeyse kulağımdan çıkıyor. Ya da bana öyle geliyor. Geçenlerde kaşımı yaktım. Anneme sobada oldu dedim. Lanet olsun. Geri zekalıyım ben. Evde soba yok. Evimiz kaloriferli. Okulda oldu ya çevirdim. İnanmadı. Çok belliydi. Ama üstüme gelmedi. Yoksa kulak mememin kıvamına tekrar bakardı.

 

TH